İş Sözleşmesinin Feshinde İbra
İş ve Sosyal Güvenlik

İş Sözleşmesinin Feshinde İbra

İşçi ve işveren arasındaki belirli bir hizmetin sözleşmede yazılı koşullarla yapılmasının ve bu hizmet karşılığında ödenecek ücretin belirlendiği sözleşme iş sözleşmesidir.
Bu sözleşme ile işveren istihdam sağlama ve ücret ödeme borcu üstlenmektedir. İşçi ise sözleşmede belirlenen koşullarla hizmeti verme borcu üstlenmektedir.

İş sözleşmesi yürürlükte olduğu sürece işveren işini yaptırmakta, istihdam yaratmakta, işçi ise hizmetinin karşılığı ücretini alarak geçimini sağlamaktadır. Sözleşmenin sona ermesinde toplumsal barışın korunması ve işçinin ekonomik ve sosyal anlamda da korunması gereken taraf olduğu düşüncesi ile yasal düzenlemeler getirilmiştir.

İşçi ve işveren tarafının anlaşarak iş akdini sona erdirmesi halinde düzenlenecek ibraname ve düzenleme şekli bu yazımızda incelenecektir.

Öncelikle ibrayı tanıyalım. İbra bir aklamadır. Karşıdaki kişinin kendisine olan yükümlülüğünün yerine getirdiğinin kabulüdür. İbra ile ibra edilen konuya ilişkin borç sona erer. 01.07.2012 Tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu gereğince ibra sözleşmesi borcu doğuran işlemin şekli şartlarına bağlı değildir. İbra sözleşmesi kanıtlanabilir olduğu noktada geçerlidir.

Ancak yukarıda belirttiğimiz üzere ekonomik ve sosyal anlamda işçinin korunması gerektiği düşüncesiyle iş sözleşmesinin sona ermesinde ibra genel kuralın aksine özel koşullara bağlanmıştır.

Borçlar Kanunumuz uyarınca, aşağıda belirtilen hususlar gerçekleşmedikçe işçi ve işveren arasındaki iş akdinin feshinde yapılan ibraname kesin olarak hükümsüzdür:
İbra sözleşmesinin yazılı olması,
İş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren en az bir aylık süre sonra yapılmış olması,
İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,
Ödemenin eksiksiz ve banka aracılığı yapılmış olması şarttır.
Bu kurallar gereğince iş akdinin feshi noktasında yapılacak ibraname yazılı olarak yapılmalıdır.

İbranamenin içeriğinde yer alan ödemelerin hangi hakka ne kadar ödeme yapıldığını açıkça belirtmelidir. Yani kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti gibi tüm alacaklar ayrı ayrı ve açıkça tutarları ile ibranamede gösterilmelidir. Gösterilen tutarların tamamının banka aracılığı ile işçiye ödenmesi de zorunludur. Aksi halde düzenlenen belgeler hukuken ibraname niteliği kazanamayacaktır.

Bu noktada taraflar arasında bir belge düzenlendiği açıktır. Bu belge ibraname değilse nedir?
Hakkın gerçek tutarda ödendiğini açıkça belirtmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını içeren diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Başka bir anlatımla, işçinin gerçekte İş Kanunundan kaynaklanan haklarının tamamını içermeyen ibra sözleşmesi, içerdiği beyan kadar ödeme yapıldığını belgeler. Bu durumda bile, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.

Açıklanan kurallar iş akdinin sonunda, iş hukukundan kaynaklanan alacaklarının bir kısmını acilen almak isteyen işçiye ödeme yapacak işverenin istediği belgeyi imzalatabileceği düşüncesine dayanmaktadır. Örneğin kıdem tazminatını hemen alabilmek isteyen işçinin bir miktar yıllık izin ücreti alacağından vazgeçebileceğini düşünmek mümkündür. Oysa bu tutarların banka aracılığı ile ödenmesi kuralı getirildiğinde, tüm işçilik alacakları ödenmeden ibra sözleşmesi geçerli hale gelmeyecek, ibra sözleşmesi veya beyanı, ödenen tutarın makbuzu niteliğine dönüşecektir. İşçi de bakiye alacağı için dava hakkını yitirmeyecektir.

İş akdinin feshindeki ibraname iş akdinin feshi tarihinde yapılamaz. Fesihten itibaren bir ay sonra düzenlenmesi halinde hukuken geçerlidir. İşverenin iş akdini fesih ettiği durumlarda işçinin bir aylık işe iade davası açması hakkı bulunmaktadır. İş akdinin feshinden itibaren bir ay içinde işçinin işe dönüp dönmeyeceği belirli değildir. Bu bir aylık dönemde işçiyi, işverenin olası baskılarından korumak ve iş güvencesinden kaynaklanan hakların kullanımını sağlamak için bir aylık süre gereklidir. İbra ile bu hakkın kullanılmasını engellenmemesi için, işçinin işe iade davası açma ve bu davadan kaynaklanan haklarını da ibraname düzenlenirken gündeme getirebilmesi için bir aylık süre öngörülmüştür.

Hemen belirtelim ki anılan bir aylık süre işçinin işçilik alacaklarını geç almasına yol açmayacaktır. İşçilik alacakları fesih tarihi itibariyle doğmuştur. Talep edilebilir. Ödenebilir. Ancak ibranın geçerli olarak düzenlenme tarihi feshi takiben bir ayın sonundadır.

Tüm düzenlemeler iş yaşamında huzur ve barışın sağlanması ve sürdürülebilmesi için getirilmiştir.

İş yaşamına ve ülkeme barış ve huzur diliyorum.