İş Yerinde Geçirilen Kalp Krizi ve İş Kazası
İş ve Sosyal Güvenlik

İş Yerinde Geçirilen Kalp Krizi ve İş Kazası

İşyerinde ve işin yapılması esnasında meydana gelen, çalışanı bedenen ve ruhen zarara uğratan olaylar iş kazasıdır.
Dikkat edilirse iş kazası tanımında fiziki kazalardan değil olaylardan söz edilmektedir. Dolayısıyla fiziki kazalar dışında bazı olaylar da iş kazası sayılabilecektir. Öyleyse, bir olay olarak düşünülebilen kalp krizi iş kazası sayılacak mıdır?

Yargıtay son zamanlardaki içtihatlarında iş yerinde geçirilen kalp krizlerini iş kazası olarak değerlendirmektedir. Bu noktada işverenler biraz da haklı olarak kalp krizinin kendi insiyatiflerinde ve iş nedeni ile olmadığını ileri sürmektedirler. Bu nedenle iş yerinde geçirilen kalp krizinin hangi nedenlerle iş kazası sayıldığını ve işverenin hangi tedbirleri alması halinde iş kazası sorumluluğundan kurtulabileceği bu yazımızda açıklanmak istenmektedir.

İşveren çalışanına işin sağlık ve güvenlikle yapılması için gerekli ortam ve koşulları sağlamakla ödevlidir. Çalışılan ortamın havalandırılması, işyerinde verilen yemeğin sağlıklı olması hep bu ödevin gerekleridir.

Çalışana verilecek işin sağlık durumuna uygun olması da işverenin sorumluluğu kapsamındadır. Bu nedenle işe girişlerde sağlık raporu alınır ve işin özellikleri gereği belirli dönemlerde kontrol sağlık incelemeleri yapılır. İşverenin çalışana yaptıracağı işler öncelikle ve önemle bu çerçevede değerlendirilmelidir. İşveren çalışanın sağlık durumuna uygun olmayan işi yaptırıyor ise, çalışanın uğradığı sağlık sorunu iş kazası olarak değerlendirilebilecektir. İşte kalp krizinin iş kazası sayılmasının mantığı bu noktada gündeme gelmektedir.

İşe girişte sağlık raporu alınmamış ve çalışan işyerinde işini yaparken kalp krizi geçirmişse işverenin kusuru gündeme gelecek ve tazminat sorumluluğu doğacaktır.

İşe girişte sağlık raporu alınmış ise ağır iş yapmasına, fazla mesai yapmasına, gece çalışmasına, belirli süre ayakta kalmasına vb. uygun olup olmadığı sağlık raporunda belirlenmelidir. Daha açık anlatımla, sağlık raporunda çalışanın yapacağı işe uygunluğu tıbbi olarak açıklanmalıdır. Böylece işveren çalışanın işini yapması nedeni ile kalp krizi geçirmiş olduğu iddialarına karşı korunacaktır.

Çalışanın yaptığı işe tıbbi açıdan uygun olması halinde bile çalışanın geçirdiği kalp krizinden sorumlu olabilir. İşveren veya vekilleri tarafından baskı yaratacak şekilde çalıştırılma, işyerinde tartışma, kavga gibi kalp krizine yol açabileceği tıbbi olarak ileri sürülebilecek olaylar sırasında geçirilen kalp krizi de iş kazası sayılacaktır. Örneğin, tartışma sırasında bir şey atılarak gözün yaralanması ile ağır ve küçük düşürücü davranış nedeni ile yüreğin yaralanması yani kalp krizi aslında aynı şeydir.

Çalışanın işe tam uygunluğu ve fazla mesai yapması sağlık durumuna aykırı olmasa bile işin gereği yapılabilecek blok çalışmalar, çalışanın dinlenmeden işe devamını zorunlu kılan durumlarda geçirilen kalp krizi iş kazası olarak değerlendirilebilecektir.

Elbette yapılan iş ve yapılış şekli her zaman kalp krizine yol açmamaktadır. Her tartışma ve stres de kalp krizi ile sonuçlanmamaktadır. Elbette kalp krizi kesin olarak öngörülemeyebilir. Ancak tıbbi raporlara ve çalışma koşullarına özen gösteren işveren kalp krizinin iş kazası olmadığını ya da her türlü tedbiri aldığını ileri sürebilir. Böylece tazminat ödemekten kurtulabilir veya daha az tazminat ödeyebilir.

Kalp krizinin genç yaşlarda daha ölümcül olduğu ve genç ölümlerinde işverenin çok daha fazla tazminat ödeyeceği düşünüldüğünde, işyerlerinde önceden tedbirlerin alınması, raporlamalara dikkat edilmesi can ve mal güvencesi sağlayacaktır.

Kazasız, sağlıklı günler dilerim.

8. Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olsun.