Kamu kurum ve kuruşlarında güvenlik, temizlik, yemek ve çöp toplama gibi bir kısım işler özelleştirilerek hizmet alımı yoluna gidilmektedir.
Hizmet alımı için ihaleler açılmakta, özel firmalarla hizmet alım sözleşmesi yapılmakta ve belirlenen işler ihaleyi kazanan firmalarca sürdürülmektedir.
İhale süresi bitince yeni ihale ve sözleşme süreci başlamaktadır. İhaleyi alan taşeron firmalar değişse de ihale konusu işi yapan işçiler değişmemektedir. İşçiler açısından yeni işverenle yapılan işe devam edilmekte, yapılan iş ve pozisyonları aynı kalmaktadır. İşin devamı sürecinde işçilerin ücretleri ve sosyal hakları taşeronlar tarafından ödenmektedir.
Bu noktada işçi – alt işveren(taşeron) ve asıl işveren (kamu kurumu) arasında ikili bir hukuki ilişki bulunmaktadır. Birinci hukuki ilişki işçi ile asıl ve alt işveren arasındaki iş ilişkisi, ikinci hukuki ilişki de alt ve asıl işverenler arasındaki ilişkidir.
İşçiye karşı taşeron ve asıl işverenler birlikte sorumludurlar. Yani çalışma süreci boyunca birden fazla taşeron firmada çalışmış olan işçi, işçilik alacakları için tüm taşeronları birlikte dava edebileceği gibi, asıl işveren konumunda olan kamu kurumunu da dava edebilir. Hatta 6552 Sayılı Yasa ile taşeron işçilerinin kıdem ve işçilik alacaklarının asıl işveren konumunda olan kamu kurumları tarafından ödeneceği düzenlenmiştir. Bu durumda işçi ve işverenler arasındaki hukuki ilişkide işçinin muhatabı belirlidir. Kamu kurumundan hakkını alacaktır.
Ama bu durumda da işin yapılmasını taşeronlara ihale eden ve işin bedelini tamamen ödeyen kamu kurumu ise iş akdinin feshi noktasında işçinin kıdem tazminatını, ihbar tazminatını, ödenmemiş fazla çalışma ve izin ücretlerini ödemek durumunda kalmıştır. Kamu kurumunun zararı oluşmuştur. Bu zarar taşeronlara rücu edilebilir.
Rücu edilebilecek miktarın belirlenmesi için alt işveren (taşeron) ile asıl işveren (kamu kurumu) arasındaki hukuki ilişkiye bakılmak gereklidir. İşverenler arasındaki hukuki ilişkiyi belirleyen ihale evrakları ve hizmet alım sözleşmeleridir. Hizmet alım sözleşmesi ve eki niteliğindeki ihale evraklarında işçinin tazminatlarından kimin sorumlu olacağına ilişkin açık bir hüküm varsa bu hüküm uygulanır. Eğer sözleşmede bu durum düzenlenmemişse taşeron ve kamu kurumu işçinin tazminatlarından yarı yarıya sorumludur.
İşçinin çalıştığı taşeron birden fazla ise her bir işveren işçiyi çalıştırdığı süreye isabet eden kıdem tazminatından sözleşmesindeki düzenlemeye göre yarı veya tam tutarla sorumlu olacaktır. Ancak iş akdini fesheden son işveren olduğu için ihbar tazminatından son taşeron sorumludur. Bunlar önceki taşeronlara rücu edilemez.
İşçinin kıdem ve ihbar tazminatları dışındaki izin, fazla çalışma vb. işçilik alacaklarından ise, her bir alt işveren, kendi çalışma dönemine isabet eden tutarın tamamı ile asıl işverene karşı sorumludur.
Taşeron firmaların ihale süreleri sona erdikten yıllar sonra emekli olan ya da iş akdi fesih edilen eski işçilerinin, son ücreti üzerinden hesaplanmış kıdem tazminatlarından sorumlu olmayacaklarına yönelik itirazları bulunmaktadır. Ancak tacir olan taşeron firmaların, çalıştırdıkları işçilerin iş akitlerinin bir gün sona ereceğini ve tazminatlarının ödeneceğini bilmesi gerektiği yasal kabuldür.
SEVGİLİ EKOMETRE AİLESİ;
Artık 18. Yaşını kutluyor Medeni Yasa çerçevesinden bakılınca rüştünü ispat ediyorsun. Gelişerek ve büyüyerek gelinen nokta, gidilecek ufukların habercisidir. En güzel ufuklarda yazılarımla yer almayı diliyorum…