Bankalardan kredi kullanırken çeşitli teminatlar gösterilmesi istenmektedir. Kredi sözleşmesine ve amacına göre bu teminatlar değişebilmektedir.
Araç kredilerinde araç rehni, konut ve ticari kredilerde ipotek, tüketici kredilerinde ise kefil olmaksızın genelde bankalardan kredi alınamamaktadır.
Tüm bunların yanı sıra kredi sözleşmeleri eşliğinde bazı sigorta poliçelerinin de yaptırılması gerekmektedir. Konut kredilerinde taşınmaz poliçeleri, araç kredilerinde kasko poliçesi, tüketici kredilerinde kredi kullanan için hayat sigorta poliçesi yaptırılmaktadır. Kredi masraflarını artırdığı için başlangıçta gereksiz görülen bu sigorta poliçeleri uzun vadede önemli ve gereklidir.
Tüketici kredi sözleşmelerinde kredi kullananın hayat sigortasının bulunmadığı hallerde bankanın belirleyeceği riskleri içeren hayat sigortası poliçesi yaptırmanın gerekli olduğu, kredi kullanan tarafından poliçenin yaptırılmaması ya da kredi geri ödeme süresi içinde yenilenmemesi halinde banka tarafından poliçenin yaptırılarak poliçe bedelinin borca ekleneceği şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. Bu poliçeler kredi kullanan kişinin vefatı halinde hayat sigortasından alınacak bedelin bankaya ödenmesi gereğine ilişkin kayıt içermelidir.
Tüketici kredisi kefilleri, kullanılan kredi borcunun ödenmemesi halinde borcu ödemeyi taahhüt etmişleridir. Kredi kullananın vefatı halinde mirasçıları veya kefilleri kredi borcu ile sorumlu olacaklardır. Mirasçıların ve kefillerin kredi borcundan sorumlu olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle yukarıda belirtilen hayat sigorta poliçesinin varlığı sorgulanmalıdır.
Çünkü tüketici kredisi veren banka, kredi sözleşmesi gereğince kullandırdığı kredi tutarınca ve yıllara göre ödenmiş kredi taksitleri düşülerek alacağını teminat altına alacak hayat sigortası poliçesi yaptırılmasını istemek hakkına sahiptir. Kredi kullanan poliçeyi yaptırılmıyorsa masrafı kredi kullananın borcuna eklenmek suretiyle poliçeyi yaptırmak konusunda banka yetkilidir. Öyleyse alacağını poliçe ile teminat altına almak ya da alınmasını istemek bankanın ödevidir. Banka tüketici kredisinden kaynaklanan bu ödevini yerine getirmeyi ihmal etmişse, kredi borçlusunun vefatı nedeni ile mirasçı veya kefillerden kredi borcunun ödenmesini isteyemez. Kefiller tarafından hayat sigorta poliçesinin varlığı sorgulanmadan yapılan borç ödemeleri de geri istenebilir.
Tüketici Mahkemesince “vefat eden tarafından kullanılan kredi nedeni ile düzenlenen hayat sigortasının kullanılan krediye uygun olarak düzenlenmemesinden bankanın sorumlu olduğu” ve “bankanın hayat sigortası poliçesi yaptırma ödevini ihmal etmiş olmasının sonuçlarını kefile ve mirasçılara yükleyemeyeceği” gerekçesi ile mirasçı ve kefiller tarafından ödenen kredi borcunun iadesine karar verilmiştir.
Yargıtay tarafından da bu karar onanarak tüketici hukukunda yeni bir uygulama başlatılmıştır.
Sözleşmelerden kaynaklanan hakların kullanımı bu haklardan haberdar olmayı gerektirir. Bankalardan kredi alınırken sayfalar dolusu kredi sözleşmesi imzalanır, ancak bu sözleşmeler genellikle hiç okunmazlar. Sözleşme içeriğinde yer alan hükümlere ilişkin bilgilere sözleşme borcu ödendiği sürece ihtiyaç duyulmaz. Ancak sözleşme ile ilgili anlaşmazlık çıktığında sözleşmeden doğan hakların neler olduğu merak edilmeye başlanır.
Bu vesile ile imzalanan her belge gibi kredi sözleşmelerinden bir örneğin alınıp saklanmasında fayda bulunmakta olduğunu belirtmekte yarar görmekteyim.
Borçların olmadığı, sağlıklı, mutlu, başarılı, barış dolu bir yıl dilerim.